Dikkat! bu haber “İstiklal” ajansından çekilerek otomatik olarak sarihaber.com adresinde yayına alınmıştır. Haberin ilk yayınladığı gibi içeriği editörlerimiz tarafından bir değişiklik yapılmadan yayınlanmıştır. Haber ile ilgili bir hukuksal durum söz konusu ise lütfen bizimle iletişime geçiniz.
SarıHaber gazete veya bir ajans değildir!
Muhalefetin “Sansür Yasası” olarak nitelediği, internet medyası ve sosyal medya ile ilgili yeni yaptırımlar öngören “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
7418 Sayılı Kanun geçtiğimiz hafta Perşembe (13.10.2022) günü TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla kabul edilmişti.
Buna göre; Kanunun 29’uncu maddesiyle, “halkı yanıltıcı bilgi yayma suçu” nedeniyle gazeteciler ve sosyal medya kullanıcılarının 3 yıla kadar hapis cezası almasının önü açıldı. Ayrıca haklarında dava açılacak kişiler tutuklu yargılanabilecek.
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Sansür Yasası olarak bilinen Dezenformasyon Yasası’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
NTV’den Funda Görey’in sorularını yanıtlayan Ünal; yasanın ‘gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayan kişinin’ 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabileceğini öngören 29’uncu maddesinin CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşınmasına yönelik “Biz yasa yapıcıyız, suç unsurunun ne olduğuna yargı karar verir” şeklinde konuştu.
“‘SANSÜR’ DEMEMİZ İÇİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ELDEN ALMAMIZ GEREKİYOR”
‘Ağzını açanın ceza aldığı bir ortam olacak’ gibi söylemlerin gerçeği yansıtmadığını iddia eden Ünal, sosyal medya platformu Twitter’da bir paylaşımı Retweet etmenin dahi suç sayılmasına ilişkin de konuştu.
“Bizim bir şeye sansür dememiz için, bireyin en temel hakkı olan ifade özgürlüğünü elinden almamız gerekiyor. Biz bu yasayı iki yıl önce hazırlamaya başladık” diyen Ünal, “Her olay kendi içerisinde değerlendiriliyor. Bütün bunların alt başlıklarını düzenleyen koca bir hukuk külliyatı var. Biz yasa yapıcı olarak niyetimizi, maksadımızı sunuyoruz. Bundan sonrası yargıdadır. Yasanın uygulamasında sıkıntılar da çıkarsa, Meclis orada” ifadelerini kullandı.
“BURADA SANSÜR NEREDE?”
Yasanın tepki toplayan 29’uncu maddesine yapılan eleştirilere yanıt veren Ünal, ”Recep Tayyip Erdoğan bir şiir okuduğu için cezaevine götürülürken ben devletime küsmem dedi. Biz geliriz, yanlışları düzeltiriz dedi. Bugün Meclis’te arkadaşlarımızla yasa tartışmak yerine, bu ülkenin onurlu hakimlerine yönelik sarf edilenler ciddi bir sorun oluşturuyor. Bu demokratiş şartlarda da CHP AYM’ye başvurabilir, başvurdu da. Getirilerini konuşmak yerine önümüze 29. madde sürülüyor. Ben de diyorum ki, burada sansür nerede. Biz burada, zaten TCK’da suç olarak sayılan ‘halk arasında panik ve endişe yaratma-kamu barışı bozmak’ alt başlıklarını bir araya bağladık. Haber verme amacını aşmayan paylaşım suç kapsamında değil” ifadelerini kullandı.
“AĞZINI AÇANIN CEZA ALDIĞI BİR ORTAM YOK”
Diyelim ki bir kimse yalan bir bilgi paylaştı ancak kişinin kastı bu değil. Şimdi bunun suç teşkil ettiğini nasıl söyleceğiz. Bir kimsenin bir tweeti retweet etmesi nasıl suç unsuru olacak?” sorularını soran Ünal, “Biz burada dezenformasyonu tartışıyoruz.
Dezenformasyon tek başına yalan söylemek, karalamak değildir. Bu cezalara kimin karar vermesine yönelik uzun süre de düşündük, araştırdık. Buna karar verebilecek yerin yargı olduğuna ulaştık.Toptancı bir yaklaşımda yargının tamamını suç altında bırakmak, vicdana sığmaz. Bunun suç unsuru olup olmadığına uygulayıcı karar verecek. Sanki ağzını açanın ceza aldığı bir ortam oluşturuyormuşuz gibi bir durum sunuluyorlar. Ancak böyle bir durum yok” dedi.
Ünal şunları kaydetti:
“SOSYAL MEDYA YARGISI’ DEDİĞİMİZ BİR ORTAM OLUŞTU”
Bir kimse Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiğinde bu kişi hakkında işlem yapılmasın mı diyeceğiz. Meral Akşener’in de Kemal Kılıçdaroğlu’nun da on binlerce hakaret davası var. Siz zaten böyle bir dava açabiliyorsunuz.
Konunun uzmanlarıyla görüşmeden, bakın kanun burada açın bir okuyun. Burada çerçeve belli. Sosyal medya ile ilgili birçok şeyi eleştiriyoruz ama iki yılın altındaki suçlarda hakime tutuklama yasağı var. Hakim bir yumruk, şiddet gibi olaylarda kanunun oluşturduğu çerçevede kararını veriyor. Sonra bir bakıyorsunuz sosyal medyada kıyamet kopuyor. Sosyal medya yargısı dediğimiz bir ortam oluştu.”